Geçen hafta sezonla ilgili zirve hedefleri tükenen Beşiktaş birde Perşembe gününe risk almayayım diye hafifi sakatları oynatmayınca. Sahada hem amaçsız hem güçsüz bir takım yer aldı. 2 bekte de stoper oynatınca sahada Sidnei-Sivok-Ersan-Toraman 4lüsüyle yer almış olduk. Bu duran toplarda çok büyük üstünlük kurmamızı sağlayacaktı tabii ki fakat kanatlardan yüklenecek rakibi durdurmakta bariz sorun yaşayacaktık. Birsürü ayağına yumuşak ve çevik adamdan kurulu TS orta sahası kısa tek toplarla cok kolay kenarlara inip yerden oynayarak rahatlıkla etkili olabilirdi ve olduda... Belki Sidnei yerine Ersanı stoper kullanmak ve Ekremi sol beke çekip önde Burak Kaplan ya da Simao oynatmak biraz daha dengeli bir kadro seçimi olabilirdi. Fakat hoca Simaonun kariyerinin o kadar büyüsünde kalmış ki geldiğinden beri ona karşı pozitif ön yargısını bir türlü üzerinden atamadı ve bu akşamda onu kulübede tutarak Atletico Madrid maçında direk sahaya süreceğinin sinyalini verdi.
Sonuçta ideal 11iyle sahadaki TS karşısında böyle bir takımla kazanmak pek beklenemezdi fakat TS da o kadar saçmalıyor o kadar hata yapıyordu ki en azından tribündeki kadın çocukların hatrına bi yenivermek hiçte fena olmazdı. İlk golü bulunca bir ara olacak gibi oldu ama bu gol bizden çok TS u toparladı ve attığının bir kaç mislini de kaçırarak 3 puanı alıp giden taraf TS oldu.
Mesele değil, kaçan göçen bir durum yok.
4 gün sonra Avrupa maçında harikalar mı yaratacağız?
Muhtemelen hayır.
Bu bir mesele midir?
O da mesele değildir...
Asıl mesele şudur ki çok büyük bir tadilatın ortasındayız ve bu tip ufak detayları dert etmenin sırası değil. Zaten komple sökülüp atılacak parkenin üzerindeki çizikleri nasıl tamir edeceğimizi tartışmanın gereği yok. Uzun yıllardır yanlış bir mantıkla yönetilip, yanlış yöne doğru ilerledikten sonra bugün pusulaya iki fiske vurup doğru yönü bulacak bir başkan ve o yöne ilerlerken yanımızda taşımamıza gerek olmayan oyunculardan arınmış bir takım inşa edilmek üzere. Bu yüzden şimdi sakin ve sabırlı olup gerçekten kulüp için hayırlı bir gelecek planlaması yapacak, büyük hayaller değil makul hedefler izinde ilerleyecek yeni dönemin kemik ekibinin idari olarak yerini almasını beklemeliyiz.
Yönetimsel olarak net bir oluşum hali hazırda yok. Çünkü geçtiğimiz YD dönemi boyunca sadece seçim dönemlerinde sahneye çıkan muhalif liderler seçim kazanamayınca kaybolmuş ve çok ihtiyacımız olan muhalefet kanadından bizi yoksun bırakmıştır. Bu yüzden şu anda bu önemli yükü yüklenecek şuurlu, gönüllü, bilgili, uyumlu ve güçlü bir ekibin teşkil edilmesini dilemekten başka yapacak bir şeyimiz yok. Kulağa en hoş gelen oluşum Serdal Adalı altında kurulacak ve mali yapılanması tamamen Hüsnü Gürelinin ellerine teslim edilecek bir idari yapılanma.
Hepimiz hazır ve dünden razıyız ki yüksek maliyetli asortik oyuncular gidecek, zaten şu anda takımın omurgasını oluşturan, yükünü taşıyan, kahrını çeken emekçi yerli/yabancı/gurbetçi oyuncu gurubu ile uzun vadeli bir yapılanma içine girilecek. Bu bir çözüm opsiyonu değildir. Bu önümüzdeki günlerde yüzleşmek zorunda kalacağımız durumdur. Kadro yapılanmamız belki ilk bir kaç sene zirvede çok söz sahibi olmamızı zorlaştıracak ama aslolan 2 sezondur yakaladığımız Avrupa kupalarındaki devamlılığı korumak. Nasılsa sistem çalışmaya başladığında meyvalarını yemek gecikmeyecektir.
Bu gün 90+4te o dakikaya kadar sahada en çok mücadele eden oyunculardan biri olan Necip'in 100m depar atarak Burağın net gol şansına engel oluşunu izledikten sonra önümüzdeki günlerde yaşayacağımız bu dönüşüm adına güzel şeyler hissettim.
Korkacak bir şey yok gelirimiz kadar harcayacak bir yapılanma kurulacak. Bu yolda belki Q7, Almeida satılacak ve skora göre şekil değiştiren yeni model taraftarlar isyan edecek. Varsın etsin belki de bu anlamda da bir orijinale dönüş yaşamak tribünlerimiz için de hayırlı olacak.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder