20 Eylül 2012 Perşembe

HELLEN

MAYIS 2010






















2010 kışında yeni başlayacağım maketi araştırırken Hellene rastladım. R/C uyumlu bu kiti daha önce yapanların forumlara koyduğu resimler ve videolardan çok etkilenmiştim. Kararımı verdim ve araştırmaya başladım. Bir kaç internet sitesinden satın alma girişimlerim pek işe yaramamıştı zira 96 yılına ait bir modeldi ve distribütörü dahil hiç bir satıcıda kalmamıştı. Hevesim kursağımda kalmak üzereyken ürünün ithalatçısından gelen telefonla birden Hellen macerasının içine dalmış oldum.
HAZİRAN 2010
Forumlarda gördüğüm "Hellen with lots of details" başlıklı üretim hikayelerinden aldığım gazla orijinal kitin epey bir dışına çıkmaya kararlıydım.   Öncelikle tüm plakaların üzerindeki parçalara poz numaralarını yazarak ileride olası karmaşayı engellemeye çalıştım. Bunun çokça faydasını gördüm.  Orijinal kitin dışına çıkmaya ambar kapağından başladım. Daha yüksek mezarna ve eğimli ambar kapakları yaptım. Postaları ve omurga parçalarını ana gövdeye monte ettim. Bu işlem için silikon benzeri bir yapıştırıcının faydalı olacağı uyarısını görmüş ve dikkate almıştım. Zira diğer yapıştırıcılar olası vibrasyon etkisiyle zamanla kopup sıkıntı oluşturabilirlerdi.
TEMMUZ 2010
 Kaptan köşkü tekneden bağımsız olarak planlandığından işe oradan devam etmeyi uygun gördüm. İskele tarafına bir sürgülü kapı, çeşitli ilave dolaplar ve öndeki 2 ufak camın birleştirilmesi gibi değişiklikler yaptım. Seyir fenerlerini led ışıklarla oluşturacağım bir devre planlıyordum. Bunu ilerde direklere koyacağım projektörlerle de birlikte düşünerek hazırladım. Gerek yaz aylarında yeterince zaman ayıramamaktan ve gerekse kovan için açacağım tünel için hazır ekipmanım olmamasından iş biraz tıkanmıştı. 

OCAK 2011
Uzun bir matkap ucu temini ile kovan deliğini açtım. İlerlemekteki önemli sıkıntılarımdan biri hallolunca omurga ve kuyruğun birleşim yerlerinin dolgularını da yapmış iç kısımları boyamıştım. 
 Donatımla ilgili detayları çözmek gözümde büyüyordu. Çünkü alıcıymış vericiymiş pilmiş servoymuş bunlar acayip yabancı geliyordu. Daha önce modeli yapan arkadaşlarla irtibat kurdum ve bu konularda desteklerini aldım. Yavaş yavaş ekipmanı belirlemiştim.
 ŞUBAT 2011
Bu safhadan sonra iş daha zevkli ve hızlı bir hal almıştı. Artık ekipmanın montajı için gerekli detaylar üzerinde çalışmaya başlamıştım. Yanda Motor+Redüksiyon+Kaplin grubu makine yatağı üzerinde. Ayrıca şafttan herhangi bir sızıntı olması durumuna tedbir olarak bir havuz hazırladım.






Gövde içini boyadıktan sonra hazırladığım ufak parcaları yerlerine bağladım.

Ana güvertenin kaplamalarını yapıştırdıktan sonra yerine konması için tüm elektrik devrelerinin tamamlanması gerekiyordu. Herhangi bir detayı unutursam daha sonra teknenin içine sadece bu açıklıklardan erişebilecektim. Bu yüzden güverteyi yerine koyma işlemini iyice öteledim. Bir taraftan kaptan köşkünün kalan işlerini tamamlıyor bir taraftanda aşağıdaki gibi ekipmanları yerlerine alıyordum.




 MART 2011
Güverte kapanmadan tamamlanması gereken parçalardan biride direklerdi. Direklerin üzerindeki projektör ve seyir fenerlerinin devreleri direklerin güverteye monte edildiği noktadan çekilecekti.

Kaptan köşkü etrafına astığım can simitlerini bol bol tükettiğim sprey boyaların emniyet halkalarından  yaptım. Büyüklük ve görünüm olarak çok hoş oldu.
Sıra dış kaplama boyasına gelmişti. Dikkatlice faça hattını belirleyip sprey boyanın kolaylığıyla tekneyi boyadım. Harika görünüyordu...


Kaptan köşkünün tavanını kapatırken içine yerleştirdiğim fener devresinin erişimsizliği beni tedirgin etmişti maalesef çok geç kalmadan korktuğum oldu ve fenerlerden birisi bozuldu. Onarmak için kaptan köşkünün tavanına bir kaporta açmak zorunda kaldım. Yeni bir devre oluşturdum. En azından ileride böyle bir sorun olduğunda müdahale etme şansım olacak.  
Artık güverteyi yerine monte etme zamanı gelmişti. Bunun ardından parampetleri yerine koydum.




Güvertenin kapanmasıyla işler hızlanmıştı. Baş direği yerine koydum ve baş tarafa bir kasara yapmaya karar verdim. Kasara üzerine ırgat baba vardevela gibi detaylarıda koyunca çok güzel oldu.



NİSAN 2011
Kıç direğide  bağladıktan sonra yelken donanımlarını çekmeye başladım.   Ayrıca pencere izolasyon bantlarını usturmaça olarak kullandım ve teknenin etrafını bu malzemeyle çepe çevre döndüm.

MAYIS 2011























Oyuncak bir arabadan söktüğüm 4 lastik usturmaça olarak teknenin bordasında şık durdu.
Artık Hellenin suya girmesinin zamanı gelmişti. Ne kadar safraya ihtiyaç olduğuna bu ilk meyil tecrübesiyle karar verecektim.
 HAZİRAN 2011 
Gereken ağırlıkları krom barlar olarak teknenin içine yerleştirdim. Bu tekneyi daha stabil yapmıştı. Faça hattı suyun içinde kayboluyordu bir miktar yukarı çekmek için yeniden bir dış kaplama boyama işlemi daha gerçekleştirdim
 
Motorda çok fazla ısınma olmamakla birlikte yinede kapalı makine dairesinde zamanla ısı artıyordu. Tesadüfen farkettimki makinanın havalandırmasından yukarı doğru bir üfleme gerçekleşiyor ve bu tamda ambar kapağına doğru oluyordu. Bunu doğal bir fan olarak kullanmak üzere mezarnaya bir ızgara yaptım. Ve sistem çalıştı...
İlk seyir tecrübemizde tek handikap pilin kısa sürede tükenmesi oldu. Fakat teknenin sürati ve manevrası gayet tatmin ediciydi. Ufak detaylara baş üstündeki vardevelaya astığım simitle devam ettim.
Ana yelkeni yerine alıp tüm bağlantılarını çektim


Ufak detaylarla yol almaya devam ettim. Balık ağlarını parampete bağlayarak topladım. İlaç kutusunu ağaç kaplayarak bir varil elde ettim. Kepçe, kanca gibi aletleri hazırlayıp baş direkte hazırladığım yerlerine yerleştirdim. Bu arada 10bin mili amperlik yeni bir pilim daha olmuştu. Çapayı varil içine koymayı planlıyordum. Sonra bundan vazgeçtim ve zinciri  kasaraya açtığım delikten içeriye akıtmak suretiyle ırgat üzerinden gecen aktif bir çapa görünümü elde ettim.



Son eklenen detaylar; kıç üstüne baba, kıç direğe radar ve ufak bir çift yalpa omurgası.












 


KİTİN ORİJİNALE SADIK KALINARAK YAPILMIŞ HALİ: