Zorlu maçlar sonrasında kolay atlatabileceğimizi düşündüğümüz maçtan beraberliği zor kurtardık desek yeridir. Karşılaşma öncesi ilk11i duyduğumuzda Carvalhalin de aynı rehavette olduğunu düşündük. Zira kadro seçiminde ilk defa bu kadar soru işareti vardı. Ne olursa olsun asla bozulmaması gereken geri 4lüde Sidnei macerası çok rahatsız ediciydi. Maçtan sonra öğrendik ki Sivok son anda bir arıza çıkarmış ve hocada onu riske etmek istememiş. Bu Sivokun oynamamasının izahı olabilirdi ama en azından Toramanı tercih edilebilirdi. Öte yandan Stoke maçında ilk 45dk sahada isteneni yapamayan ve 2.yarıya devam edemeyen Holoskoyu tekrar aynı mevkide sahaya sürmekte pek Carvalhale yakışmadı. Zira bir başka kapanan takıma karşı tekrar aynı mevkide Holoskoyu denemek kaşıkla biftek yemek gibiydi. Kaşığa da bifteğe de yazık oluyordu.
Tüm bunların üzerine birde oynamayan Almeidanın yerine Pektemeği oynatıyor olması 'tek forvet olarak nasıl etkili olur acaba?' dedirtti. Maçın ilk yarısında çok istekli bir Samsun iyi kapanarak ve hızlı çıktığı toplarda boş alanlar yakalayarak 'gol attım atıyorum' diye bağırıyordu. Çizgide hiçbir varlık gösteremeyen Holosko, hücuma katkı yapamayan Veli ve ceza sahasındaki kalabalığın arasında bir türlü istediklerini yapamayan Pektemeki görünce gözlerimizi Fernandese diktik ve yine harikalar yaratmasını bekledik. Fakat bu kolay değildi tabii ki ve beklenen Samsun golü yenilerek soyunma odasına gidildi.
İkinci yarıda Edu-Holosko değişikliği kaçınılmazdı ve Carvalhalde bunu yaptı. Fakat Pektemeği defansın kucağından kurtarıp o stile daha uygun Eduyu oraya koyacak sanılırken Eduyuda Holosko gibi kenarda kullanarak başlaması hocanın sezondaki en formsuz maçını oynadığını gösterdi.
Carvalhalin bu maça iyi hazırlanamadığını fark etmek çok da güç değildi. Bu hafta boyunca kariyeri ile ilgili öyle sert dönemeçler yaşadı ki onu mazur görmemek de haksızlık olur. Fakat maç esnasında zaman zaman kendisine öylesine sert sitemler ettim ki şimdi düşünüyorumda adamın çok az kredisi var sanırım. Geldiğinden beri onu çok beğenen ben bile bu kadar kolay öfkelenebildiysem ilk falsosunda ipini çekerler diye düşünüyorum. Bu yüzden Allah yardımcısı olsun.
Carvalhalin bu maça iyi hazırlanamadığını fark etmek çok da güç değildi. Bu hafta boyunca kariyeri ile ilgili öyle sert dönemeçler yaşadı ki onu mazur görmemek de haksızlık olur. Fakat maç esnasında zaman zaman kendisine öylesine sert sitemler ettim ki şimdi düşünüyorumda adamın çok az kredisi var sanırım. Geldiğinden beri onu çok beğenen ben bile bu kadar kolay öfkelenebildiysem ilk falsosunda ipini çekerler diye düşünüyorum. Bu yüzden Allah yardımcısı olsun.
Hoca bunları yaparken oyuncular bireysel olarak harikalar mı yaratıyordu? tabii ki hayır... iki bek de birbirinden etkisiz bir gün yaşıyordu. Q7 ve Simaonun yokluğunda en azından Hilbert ve İsmail öne çıktıklarında biraz isabetli toplar kullanır diye beklenti içindeydik ama ikiside birbiriyle yarıştı kötü top kullanma konusunda. Sidnei her ne kadar golümüzü getiren penaltının hazırlayıcı pasını vermiş ise de Ersan döndüğü anda takımla ilişkisi kesilecek gibi görünüyor. Egemen - Ernst - Fernandes ve Rüştü takımın genel performansının üzerinde oynayan isimlerdi.
Bu maçta Alves Burak ve Eduyu biraz daha fazla izleme imkanımızda oldu. Hücum bölgesinin alternatif isimlerinden Burak Kaplan zaman zaman şans verilebilecek bir isim olduğunu gösterdi diyebiliriz. Edu geldiği zamanlardan daha iyi bir görüntü sergiledi. Alves de ortasahada Fernandes ve Veli ile rotasyona sokulabilecek etkinlikte bir oyuncu.
Takımın gücüne güvenerek bu kayıpların önemsiz olduğunu ve uzun vadede mutlaka telafi edilebileceğini söyleyebiliriz ama rakiplerin hiç takılmaması play-off öncesinde puan farkının fazla açılmasına neden olabilir bu durumda sıkıntı yaşayabiliriz. Avrupa maçlarına verilen ara sayesinde daha düşük sıklıkta maç oynayacağımız önümüzdeki günlerde Q7 ve Simaonun takıma biran önce dönmeleri umarım İBB ve Samsun maçındaki benzer sıkıntılardan kurulmamızın reçetesi olur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder