Bu daha zor olacak galiba dediğimiz her maçta biraz daha seviye yükselten bir Beşiktaş izliyoruz. 8li serinin ilk 4 maçı tamamlanmış oldu. Cebimize koyduğumuz puanların içinde ne bir iç saha maçı ne bir kolay rakip var. Şampiyonlar Ligindeki rakiplerine bile sahasında boyun eğmemiş TS deplasmanı var, ölüm kalım maçı olarak sahaya çıkan ve yenilgi sonrasında hocası kovulan Maccabi maçı var, bu sezon anadolunun en flaş takımları olmayı başaran gol yemeyen Ordu ve Manisaspor var e haydi ağalar artık şu elleri ceplerden çıkarında azcık alkışlayın şu takımı.
Karşılaşma öncesinde iki tarafı ve şartları tarttığımızda beraberlik pekte üzüleceğimiz bir sonuç olmazdı. Manisaspor Karaman zamanından beri genç güçlü ve uyumlu bir kadro oluşturmuş ve aldığı sonuçlarlada bunu ispatlamıştı.
Karşılaşmanın başlarında karşımızda mahalle kavgasına tutuşmaya hazır bıçkın bir delikanlı takımı bulduk. Manisa Beşiktaşı kendi yarısahasında karşılıyor ama gerçekten karşılıyordu. Kendi yarısahamızda uzun süren paslaşmalardan sonra kontrolsüz uzun oynamak zorunda bırakılıyorduk. Tabi bu hazırlık esnasında takım olarak rakip yarısahada boş alan kovalamaya çalıştığımızdan kaptırılan toplar Manisanın hızla üzerimize gelmesine yarıyordu. Fakat Beşiktaşın ortasahası bunların çoğuna engel olmayı başarıyordu. Atılan çok derin toplarda da artık ilişkileri akraba derecesine ulaşmış geri 4lümüz savruk forvetleri her defasında ofsaytta bırakıyordu. Dün Velininde bu bölgeye yakın olmasından dolayı öyle bir ortasaha bloğu oluşturduk ki bir ara çetecilikten yakalayıp organize suça sokarlarmı bu 4lüyü diye düşündüm. Maç bir ortasaha harbi şeklinde geçmekteydi ve biz bu harpte çok ağır silahlar kullanıyorduk.
Bu sıkışık oyunda eğer ilk golü atmayı başaramasaydık herhalde maç çok değişik sonlanabilirdi. Bunu takımda farketmiş olacak ki çok da fazla risk almadan sabırla pas yapıp garanti hücum denemelerinde bulundu. Bu kilit ya bir duran toptan ya da rakip defansın bir hatasından yararlanarak açılabilirdi. Nitekim ilk yarı bir duran toptan Q7 ve müthiş bir driblingle ceza sahasına dalan Pektemekin golüyle kilidide maçıda açtık. Bu sezon yaşadığımız Gençler ve Maccabi maçları deneyiminden sonra 2-0 da artık bizim için tedirgin edici bir skordu. Bu sebeple 2. yarı takım oyun disiplininden kopmadan mücadelesine devam etti ve işi tehlikeye sokmadan halletti.
Takımda yine kötü oynadı diyebilecek adam bulmakta güçlük çekiyoruz. Belki de bunu görememizin nedeni artık öylesine bir takım olgusu yakalandı ki sahada işini eksik ya da yanlış yapanların kusuru anında arkadaşları tarafından telafi ediliyor ve bu kusurlar bizi rahatsız etmiyor. Dün İsmailin bunun gibi bir kaç pozisyon hatası oldu, Veli mücadeleden geri kalmadı ama ofansta çok gözümüze batmadı. Herhalde Fernandesle birlikte sahada oldugunda defansif kısımdan daha fazla üstlenmek durumunda kalıyor.
Bir çığ gibi yürümeye devam ediyoruz. Yürüdükçe hızımızda gücümüzde artıyor. Medyanın bu güzelliklerden bahsetmesi, Avrupada da ülke adına güzel şeyler yapma olasılığı olan bu takıma hakkını vermesi tabiiki düşünülemez. Onlar daha fazla rating aldıklarına inandıkları "Q7 kazan kaldırdı", "Portekizliler Çete olmuş Carlosu da kafa kola alıyolar" gibi haberler yaratmanın peşindeler. Oysa Carvalhal bugün harikalar yaratan Fernandesi gözünü kırpmadan kesmişti, Portekiz milli takımı santraforunu dün klübede yanında oturttu. Buna rağmen bu oyuncu grubu ne hocaya nede takıma karşı en ufak bir reaksiyon göstermedi. Hatta dün Q7nin sakatlandığı pozisyonda topu dışarı atmayan Isaac e çıkışan Fernandes, onun tartaklamasıyla sahaya dalan kulübedeki Almeida oldu. Böyle çeteye can kurban. Hepsi takımı sahiplenmiş ve işlerini yapıyorlar.
Ha bu günlerde Q7 için "topçu değil, adam değil" diyenler ne yapıyorlar?
Onlarda "bak işte eleştirilerimiz işe yaradı demek ki haklıymışız" diyerek dansözlük kariyerinde yol almaya devam ediyorlar. Oysa onların dediği gibi çalım atmayan düz kanat oyuncusuna dönüşmedi Q7, takımla uyumu yakaladı sadece. Bu farkı dahi anlayamayanlar için yukardaki gülen yüzlerin yürüyüşü devam edecek.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder