Çok maç, sakatlık, kıl tüy vs. mızıldanmaları artık bahane olarak bile ileri sürülmez olmuşken bu maç için kimsenin böyle şikayetler etmeye hakkı yoktu. Hele hele daha 3 gün önce son anda ilk 11den 3 adamı sakatlığa kurban etmesine rağmen alternatif oyuncularla çıkıp TS deplasmanında galip gelebiliyorsan gurpta iddası zayıflamış Maccabi önünde böyle bir sıkıntıdan dem vurmak biraz havada kalırdı doğrusu. Üstelik bu maç 1-22 Aralık periyodunda oynayacağımız 7 maçın ilki iken ağlamak için çok erkendi. Maça TS karşısındaki galip kadroyla çıkma tercihi dinamik bir yapıya sahip Maccabi karşısında dirençli olmak adına doğruydu. İlk yarım saatlik bölümde tutarak oynamaya çalışırken verdiğimiz pozisyonlar direk akıllara "rakibi küçümsüyoruz" kaygısını yerleştirdi. Fakat soyunma odasına giderken olağanüstü güzellikte bir Q7 golü bulunca ve hemen 2. yarının başında farkı 2ye çıkarınca artık zorlamadan yıpranmadan tamamlanacak bir maç izleriz sanmıştık.
Rakip çok zayıftı ve hakemde uluslar arası düzeyde bir maçta garip bir sonuç olmasın diye düşünmüş olsa gerek net bir kırmızı kartı ve penaltıyı es geçmiş aklı sıra maça ayar vermişti. Fakat Beşiktaş bu öyle ayar tutar mı hiç!! Ne yapıp edip maçı 2-2 ye getirmeyi başardık ve grubun diğer maçınca Dinamo Kievin 1-0 önde olduğu haberiyle beraber resmen tutuştuk. 2-0dan sonra "biraz kendimi rölantiye alayım" görüntüsüne bürünen Q7 için oynama vakti gelmişti tekrar. Üst üste çizgiye inip kestiği milimetrik ortalarla Almeidayı topla buluşturdu ama Almeidanın şanssızlığı ya da beceriksizliği o kadar zirvedeydi ki dün gece resmen bu konuda kendi kendisiyle yarış etti. Neyse ki uzatma dakikalarında Q7 "bunun atacağı yok bari ben dalayım şu ceza sahasına bitireyim bu işi" dedi ve çok çok önemli 3 puanı almamızı sağladı. Golleri, isabetli ortaları o kadar parlaktı ki maçın parlayan adamı olmuştu Q7. Fakat dünkü Hilbert bu parlak ışığın yanında dahi asla sönük kalmayacak çok güzel bir performans sergiledi. Son 2 maçtır Aurelio yerinde oynayan Toramanda devşirme ortasaha olduğundan olsa gerek o kadar basit oynadı ki bu takımın top tutmasını topu kullanmasını kolaylaştırdı ve yavaş yavaş bu mevkiden 11i yakalayacağını en azından bu bölgeye ortak olacağını gösterdi.
Spekülatif haberleri yegane rating yöntemi sanan medya dünkü maçtan sonra uzun zamandır Q7 ye yüklenmek için yaptığı tüm hazırlıkları çöpe atıp artık Almeidaya yüklenmeye karar vermiş olmalı. Bakalım takım ve taraftar Q7 gibi onuda toparlanana kadar korumayı başara bilecek mi? Umarım başarır çünkü Almeida gerçekten farklı ve güçlü bir santrafor.
Grupta son maçlara girilirken büyük ölçüde yükselmeyi garantiledik fakat içerde Stoke maçını da alırsak gruptan lider olarak çıkacağız. Bu çok önemli çünkü bu durumda şampiyonlar liginden gelecek takımlarla eşleşmekten kurtulmuş ve turnuvada devam etme olasılığımızı korumuş olacağız.
Son 2 sezondur Avrupadaki takım sayımızın çok az olduğu düşünülürse bu sene TS ve Beşiktaşın alacağı her bir puan çok değerli. Zira UEFA puantaj sıralamasında ilk 100deki takımlarımızın son 5 senedeki katkıları şu şekilde:
UEFA Team Ranking 2012
07/08 | 08/09 | 09/10 | 10/11 | 11/12 | ranking |
---|
49 | Fenerbahçe | Tur | 18.9500 | 6.4000 | 12.5200 | 2.4200 | 1.0750 | 41.365 |
53 | Galatasaray | Tur | 7.9500 | 15.4000 | 11.5200 | 2.4200 | 1.0750 | 38.365 |
54 | Beşiktaş | Tur | 8.9500 | 3.4000 | 8.5200 | 9.9200 | 7.0750 | 37.865 |
97 | Trabzonspor | Tur | 1.9500 | 1.4000 | 3.0200 | 2.4200 | 10.0750 | 18.865 |
Yıllardır "ülke puanı" diye hep altı çizilen, hatta Haluk Ulusoy zamanında tüm federasyonun bu uğurda seferber olduğu çok değerli olan kavram nedense pek umursanmıyor bu günlerde. Fakat yerden yere vurulan her fırsatta ekonomisi, yabancıları, yönetimi, hocası sorgulanan Beşiktaş ülke puanına katkı yapmaya devam ediyor. Aynı şekilde geçen sezon "ilk defa katıldın sıçsan da sorun değil" diye CL de saçmalayan Bursanın sırtı sıvazlanırken bu sezon yine ilk defa bu organizasyona katılmış ve harika işler yapmayı başaran TS gruptan çıkmak için hayati önem taşıyan bir maç yapacağı gün GS-FB derbisi oynatılıyor. Nerden aklımda kalmış hatırlamadım ama bir söz vardı "Bu ülkeye hizmet asla cezasız kalmaz" .
Her şeye rağmen takımlarımız Avrupa da devamlılık adına her sene UEFA ya da CL gruplarından çıkmalılar. Son dönemlerde yurt içinde dalgalanmalar yaşasa da Beşiktaş Avrupa da bu devamlılığı yakalamış durumda. Bakalım daha da iyi olabilecek mi...
hatırlarsan sene başında söylediklerimizle şimdikiler hala aynı: sen-ben düşünürüz ülkeyi de, puanını da, ama hala haftadan haftaya rus olan, italyan olan var piyasada. fransızından ingilizinden yahudisinden geçilmiyor ortalık. az bir huzur verseler de keyifsiz ligin haricinde keyif alacak maçlar seyredebilsek hep beraber...
YanıtlaSil