10 günlük uzun aradan sonra futbola geri döndük. 3 günde bir maç yapma temposuyla hesaplarsak 3 haftadan fazla demektir bu 10 gün. Bu yüzden 10 gün de olsa bize uzun geldi. Maçın zorluk derecesini arttıracak birden fazla faktör söz konusuydu. Rakip ligde hemen altımızda play-off iddiası olan, iyi bir ilk yarı yaşamış Eskişehir, hoca değişimi ve yeni düzende forma kapma motivasyonu olan futbolcular sorun çıkarabilecek gibi görünüyordu. Öte yandan hala en iyi hücumcularımızın sakatlıktan dönmemiş olması yine mücadele ederek ve Fernandesin ipine tutunarak bir galibiyet elde edebileceğimiz ihtimallerini gösteriyordu.
Hocanın sahaya sürdüğü 11 son maçtaki Ekremli ve Edu lu 11 oldu. Fakat bu sefer Karabük maçındaki gibi "acaba 442 mi oynatacak?" diye düşünmedik. Zira Edu ve Ekremi ileri üçlüde kenarlarda kullanacağını biliyorduk. Son maçta pekte fena görünmediklerinden hadi bakalım hayırlısı dedik. Zaman zaman bastıran sis acaba sıkıntı yaratır mı diye biraz can sıksa da allahtan fazla yoğunlaşmadı.
Veli-Ernst-Fernandes 3lü ortasahasınında etkinliğiyle oyunu kontrol etmeyi başardığımız bir ilk yarı yaşadık. Fakat rakip kaleciyi mağlup etmeyi başarmamız 2. yarıda bir korner pozisyonunda mümkün oldu. Bu dakikalardan sonra Eskişehir riskler alarak üzerimize gelmeye başladığında hocada oluşacak boş alanları doğru kullanabilecek Pektemeği sahaya sürmekte gecikmedi. Ve beklenen pozisyonlardan birinde 2. golle maçı finallemeyi bildi. Maçın kahramanı rakip kaleci olabildiyse "bu takım iş görüyor" demek herhalde yeridir. Artık klişe maçlar oynamaya başladık. Takım kazanma alışkanlığı kazandı. İsimler değişse de takım olgusu sahada iş görmeye devam edebiliyor. Futbolun bulanık olduğu şu günlere denk gelmesi şanssızlık olsa gerek. Zira bu kadar futbol dışı gündem içinde kaybolup gidiyor bu takım ve yaptıkları.
Bu günden ileriye doğru baktığımızda olası sakatlıklara karşılık sakatlıktan dönecek önemli isimler de var olacağından bu dengeyi korumayı başarabilecek gibi görünüyoruz. Sırayla Simao-Q7-Ersan-Bebe takıma dönecekler. Q7 nin bu oturmuş takıma olan katkısını sakatlanmadan önce gördük. Simao henüz bu düzeyde bir patlama yapmadı fakat deneyimi bizi avrupada ve playoffta çok daha güçlü kılacaktır. Asıl ara transfer etkisi yaratacak adam Bebe takımı hücum yönünde çok güçlendirecek gibi hissettiriyor. Zira sezon öncesindeki kamptan gelen sinyallerde bizi en çok heyecanlandıran performansın sahibiydi. Hepsini bir kenara bırakalım biz yine Fernandesin ipine tutunmaya devam edelim. Gerçekten özlediğimiz ne varsa önümüze seriyor her maç. En azından Beşiktaş maçlarında futbolun derin gündemini bir kenara bırakıp bu adamı seyretmeli ve tadını çıkarmalı. Belki Fernandesin ipinden tutarsak çıkarır bizi karanlıktan aydınlığa.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder