2010 yazından beri Beşiktaşın yıldızları ve hava alanındaki izdihamlı karşılamalar konuşuluyor ama aslında ilk düşen ve diger yıldızlarıda kendine ceken o en büyük yıldızın nedense yeterince hakkı verilmiyor. Kısaca Schusterden bahsetmek lazım şükür baabında.
İlk yarı işler biraz kötü gitmeye başladıgında medya genlerinde var olan "kaotik haber uydurma" alışkanlığıyla Schusterin hayli üzerine gitti. Arkaya atılan toplar sanki gazetelerin spor servislerinin camlarına gelmiş maddi hasar vermiş gibi söylenip durdular. Schuster sanki popstarmış gibi onu beyin kullanmadan üretilmiş polemiklerin icine sokmaya çalıştılar. Antremanda basına açılan 30dk içinde dünya starlarını fotoğraflamak yerine Schusteri esnerken çekmeye çalıştılar. Farkedilince Schusterin "onu çekmeyin gelin bunu çekin" anlamında kavradığı yerleri yakalayıp günlerce Schusterin avuçlarındakini gündem yaptılar. Hatta resimdeki yaka kartını takmamasını bile kullanmaya çalıştılar. 3 cephede çarpışan takımın ligde kan kaybetmesi puan farkının çift hanelere çıkması böyle sakin sakin karşılanacak bir durum değildi kaos yaratılmalıydı. Ama ne yaptılarsa, ne yazdılarsa tribünlerin ve yönetimin hocaya olan inancını sarsamadılar.
Bugün tüm futbol severler Beşiktaş maçlarını merakla takip ediyor. Bilinen birşey varki Beşiktaş her takımı yenebilir, her hangi birinede yenilebilir ama ne olursa olsun o maçta futbol adına güzel şeyler olur. "Buraya gelirken 60lı yılların futbolunu beklemiyordum" diyen adam takımına 60lı yılların futbolunu oynatmaz. Bu sayede gözümüz açılır gönlümüz açılır..
Lig başlamadan başlayan sakatlıklar eğer bu oranda devam ederse görünen o ki yakın zamanda bu seyrettiğimiz takımda işler kötü gidebilir. İlk yarı 30 kişilik kadroyla yola çıkıp deplasmandaki Porto maçına kulübede 2 yedek kaleciyle cıktıysa bugün hangisini oynatsam diye karar veremediği yıldızlarının bir kaçı birden sakatlanabilir Schuster. İyisimi şimdiden az bilenler için bir kaç kelime hocanın kariyeri üzerine etmek lazım.
Futbolculuk kariyeri başarılarla dolu olan sarı melek 1997 senesinde SC Fortuna Köln ile Teknik Direktörlük kariyerine başladı hemen ertesi sezon şehrin asıl takımı olan FC Kölnü çalıştırmaya başladı ve 2.ligden Bundesligaya cıkardı.
2001de İspanyanın Xerez takımının başına geçti ve bu küçük klübe tarihlerinin en iyi sezonlarından 2 sini yaşattı.
İspanyada mesut mutlu yaşarken Shaktar "ona reddedemeyecegi bir teklif" yaptı ve Ukraynaya geçti. Burada şampiyonluğu kaçırmasından dolayı kovuldu ama ertesi hafta takımı Ukrayna kupasını kaldırmıştı.
Bu maceranın ardından 2004te İspanyaya geri dönen Schuster Levante takımını çalıştırmaya başladı işler kötü gidince kovuldu fakat bunun peşinden Levante tek bir maç bile kazanamayıp küme düştü.
2005te Getafeyle anlaşan Schuster ilk sezonunda klübe tarihinin en iyi sezonunu yaşattıktan sonra 2. sezonunda kral kupasında final oynayarak avrupa kupalarına katılma hakkı kazandırdı. Bu parıldama ona 2007de Real Madrid kapılarını açtı.
Getafe ile sözleşmesinde, sözleşme bitmeden ayrılırsa €480,000 ödeneceği yazıyordu. Schuster, Madrid'e gitmek için bu ücreti kendi cebinden ödedi. 2007-2008 sezonunda takıma büyük yıldızlar transfer ettirmiştir. FC Barcelona'dan Javier Saviola, FC Chelsea'den Arjen Robben, Manchester United'tan Gabriel Heinze, Ajax Amsterdam'dan Wesley Sneijder gibi yıldızları Madrid ekibine gelmiştir. Bugün aynı şekilde Beşiktaşın aldığı dünya yıldızlarında nekadar etkili oldugunu unutmamak lazım. Real Madrid ile sezona çok iyi başlayıp, liderliği yakaladı. Ligin başından beri hiç yenilmediler. Ezeli rakipleri Barcelona'yı onların sahasında yendiler. Ancak Şampiyonlar Ligi'nde Roma'ya elenince Schuster'in gönderileceği dedikoduları çıksa da kulüp bunu reddetti.
4 Mayıs 2008'de Schuster ligin bitimine 3 maç kala, Real Madrid'e 31. şampiyonluğunu kazandırdı. 18 Mayıs'ta lig bittiğinde ise Real Madrid o zamana dek aldığı en yüksek puana (85 puan) ulaşmış ve Barcelona'nın rekorunu kırmıştı. 2008 İspanya Süper Kupası'nı da kazandılar. Sonraki sezon ise 4-3'lük Sevilla yenilgisi ile yönetimle sorunlar yaşayan Schuster, Barcelona'yı derbi maçında yenemeyeceklerını söyleyince kovuldu.
İşte böyle bir hoca Schuster. Bugün öyle "tip"ler gazetecilik ya da yorumculuk kisvesi altında öyle şeyler söylüyor ki ben ekran karşısında kızarıp utanıyorum. Şimdilerde takım güzel işler yolunda ama 2 gün sonra bu densizler yine başlayacak o yüzden ben şimdiden bu az bilenlere bir nebze hatırlatayım dedim.
He biz tanımayız derseniz eskiden bedenen yapsada artık icraatlarıyla şu hareketi yapacaktır sizlere
İlk yarı işler biraz kötü gitmeye başladıgında medya genlerinde var olan "kaotik haber uydurma" alışkanlığıyla Schusterin hayli üzerine gitti. Arkaya atılan toplar sanki gazetelerin spor servislerinin camlarına gelmiş maddi hasar vermiş gibi söylenip durdular. Schuster sanki popstarmış gibi onu beyin kullanmadan üretilmiş polemiklerin icine sokmaya çalıştılar. Antremanda basına açılan 30dk içinde dünya starlarını fotoğraflamak yerine Schusteri esnerken çekmeye çalıştılar. Farkedilince Schusterin "onu çekmeyin gelin bunu çekin" anlamında kavradığı yerleri yakalayıp günlerce Schusterin avuçlarındakini gündem yaptılar. Hatta resimdeki yaka kartını takmamasını bile kullanmaya çalıştılar. 3 cephede çarpışan takımın ligde kan kaybetmesi puan farkının çift hanelere çıkması böyle sakin sakin karşılanacak bir durum değildi kaos yaratılmalıydı. Ama ne yaptılarsa, ne yazdılarsa tribünlerin ve yönetimin hocaya olan inancını sarsamadılar.
Bugün tüm futbol severler Beşiktaş maçlarını merakla takip ediyor. Bilinen birşey varki Beşiktaş her takımı yenebilir, her hangi birinede yenilebilir ama ne olursa olsun o maçta futbol adına güzel şeyler olur. "Buraya gelirken 60lı yılların futbolunu beklemiyordum" diyen adam takımına 60lı yılların futbolunu oynatmaz. Bu sayede gözümüz açılır gönlümüz açılır..
Lig başlamadan başlayan sakatlıklar eğer bu oranda devam ederse görünen o ki yakın zamanda bu seyrettiğimiz takımda işler kötü gidebilir. İlk yarı 30 kişilik kadroyla yola çıkıp deplasmandaki Porto maçına kulübede 2 yedek kaleciyle cıktıysa bugün hangisini oynatsam diye karar veremediği yıldızlarının bir kaçı birden sakatlanabilir Schuster. İyisimi şimdiden az bilenler için bir kaç kelime hocanın kariyeri üzerine etmek lazım.
Futbolculuk kariyeri başarılarla dolu olan sarı melek 1997 senesinde SC Fortuna Köln ile Teknik Direktörlük kariyerine başladı hemen ertesi sezon şehrin asıl takımı olan FC Kölnü çalıştırmaya başladı ve 2.ligden Bundesligaya cıkardı.
2001de İspanyanın Xerez takımının başına geçti ve bu küçük klübe tarihlerinin en iyi sezonlarından 2 sini yaşattı.
İspanyada mesut mutlu yaşarken Shaktar "ona reddedemeyecegi bir teklif" yaptı ve Ukraynaya geçti. Burada şampiyonluğu kaçırmasından dolayı kovuldu ama ertesi hafta takımı Ukrayna kupasını kaldırmıştı.
Bu maceranın ardından 2004te İspanyaya geri dönen Schuster Levante takımını çalıştırmaya başladı işler kötü gidince kovuldu fakat bunun peşinden Levante tek bir maç bile kazanamayıp küme düştü.
2005te Getafeyle anlaşan Schuster ilk sezonunda klübe tarihinin en iyi sezonunu yaşattıktan sonra 2. sezonunda kral kupasında final oynayarak avrupa kupalarına katılma hakkı kazandırdı. Bu parıldama ona 2007de Real Madrid kapılarını açtı.
Getafe ile sözleşmesinde, sözleşme bitmeden ayrılırsa €480,000 ödeneceği yazıyordu. Schuster, Madrid'e gitmek için bu ücreti kendi cebinden ödedi. 2007-2008 sezonunda takıma büyük yıldızlar transfer ettirmiştir. FC Barcelona'dan Javier Saviola, FC Chelsea'den Arjen Robben, Manchester United'tan Gabriel Heinze, Ajax Amsterdam'dan Wesley Sneijder gibi yıldızları Madrid ekibine gelmiştir. Bugün aynı şekilde Beşiktaşın aldığı dünya yıldızlarında nekadar etkili oldugunu unutmamak lazım. Real Madrid ile sezona çok iyi başlayıp, liderliği yakaladı. Ligin başından beri hiç yenilmediler. Ezeli rakipleri Barcelona'yı onların sahasında yendiler. Ancak Şampiyonlar Ligi'nde Roma'ya elenince Schuster'in gönderileceği dedikoduları çıksa da kulüp bunu reddetti.
4 Mayıs 2008'de Schuster ligin bitimine 3 maç kala, Real Madrid'e 31. şampiyonluğunu kazandırdı. 18 Mayıs'ta lig bittiğinde ise Real Madrid o zamana dek aldığı en yüksek puana (85 puan) ulaşmış ve Barcelona'nın rekorunu kırmıştı. 2008 İspanya Süper Kupası'nı da kazandılar. Sonraki sezon ise 4-3'lük Sevilla yenilgisi ile yönetimle sorunlar yaşayan Schuster, Barcelona'yı derbi maçında yenemeyeceklerını söyleyince kovuldu.
İşte böyle bir hoca Schuster. Bugün öyle "tip"ler gazetecilik ya da yorumculuk kisvesi altında öyle şeyler söylüyor ki ben ekran karşısında kızarıp utanıyorum. Şimdilerde takım güzel işler yolunda ama 2 gün sonra bu densizler yine başlayacak o yüzden ben şimdiden bu az bilenlere bir nebze hatırlatayım dedim.
He biz tanımayız derseniz eskiden bedenen yapsada artık icraatlarıyla şu hareketi yapacaktır sizlere
Az önce Schuster ve yardımcılarının Türkçe dersleri almaya başladıklarını öğrendim. Kontratını 10 yıl uzatmış gibi bir haber bu. Süper..
YanıtlaSilne güzel de söylemişim "2 gün sonra bu densizler yine başlayacak" diye. hakikaten 2 gün sonra belediyeye yenildik ve Schustere sallamaya basladılar yine. Allah müstakınızı...
YanıtlaSilen komiği de bazı kendini bilmezlerin (isim verip prim yaptırmak istemiyorum) "burası türkiye tabi, burayı hafife alıyor. bu nasıl bir egodur. bu hareketleri almanyada yapabilir mi, ispanyada yapabilir mi" şeklinde üfürmeleri.. Yahu yapmış adam işte, her gittiği yerde içinden ne geliyorsa söylemiş, "onları yenemeyiz" de demiş, el hareketi de çekmiş. adam bu, asi adam, biz de seviyoruz. size ne oluyor kardeşim? bsg ya!
YanıtlaSilve gonderdiler schusteri rahatladılar..
YanıtlaSiltayfur hocaya bol şans...
ihtiyacı olacak