2010 kışında yeni başlayacağım maketi araştırırken Hellene rastladım. R/C uyumlu bu kiti daha önce yapanların forumlara koyduğu resimler ve videolardan çok etkilenmiştim. Kararımı verdim ve araştırmaya başladım. Bir kaç internet sitesinden satın alma girişimlerim pek işe yaramamıştı zira 96 yılına ait bir modeldi ve distribütörü dahil hiç bir satıcıda kalmamıştı. Hevesim kursağımda kalmak üzereyken ürünün ithalatçısından gelen telefonla birden Hellen macerasının içine dalmış oldum.
HAZİRAN 2010
Kaptan köşkü tekneden bağımsız olarak planlandığından işe oradan devam etmeyi uygun gördüm. İskele tarafına bir sürgülü kapı, çeşitli ilave dolaplar ve öndeki 2 ufak camın birleştirilmesi gibi değişiklikler yaptım. Seyir fenerlerini led ışıklarla oluşturacağım bir devre planlıyordum. Bunu ilerde direklere koyacağım projektörlerle de birlikte düşünerek hazırladım. Gerek yaz aylarında yeterince zaman ayıramamaktan ve gerekse kovan için açacağım tünel için hazır ekipmanım olmamasından iş biraz tıkanmıştı.
OCAK 2011
Uzun bir matkap ucu temini ile kovan deliğini açtım. İlerlemekteki önemli sıkıntılarımdan biri hallolunca omurga ve kuyruğun birleşim yerlerinin dolgularını da yapmış iç kısımları boyamıştım.
Donatımla ilgili detayları çözmek gözümde büyüyordu. Çünkü alıcıymış vericiymiş pilmiş servoymuş bunlar acayip yabancı geliyordu. Daha önce modeli yapan arkadaşlarla irtibat kurdum ve bu konularda desteklerini aldım. Yavaş yavaş ekipmanı belirlemiştim. ŞUBAT 2011
Ana güvertenin kaplamalarını yapıştırdıktan sonra yerine konması için tüm elektrik devrelerinin tamamlanması gerekiyordu. Herhangi bir detayı unutursam daha sonra teknenin içine sadece bu açıklıklardan erişebilecektim. Bu yüzden güverteyi yerine koyma işlemini iyice öteledim. Bir taraftan kaptan köşkünün kalan işlerini tamamlıyor bir taraftanda aşağıdaki gibi ekipmanları yerlerine alıyordum.
MART 2011
Güverte kapanmadan tamamlanması gereken parçalardan biride direklerdi. Direklerin üzerindeki projektör ve seyir fenerlerinin devreleri direklerin güverteye monte edildiği noktadan çekilecekti.
Kaptan köşkü etrafına astığım can simitlerini bol bol tükettiğim sprey boyaların emniyet halkalarından yaptım. Büyüklük ve görünüm olarak çok hoş oldu.
Sıra dış kaplama boyasına gelmişti. Dikkatlice faça hattını belirleyip sprey boyanın kolaylığıyla tekneyi boyadım. Harika görünüyordu...
Artık güverteyi yerine monte etme zamanı gelmişti. Bunun ardından parampetleri yerine koydum.
Güvertenin kapanmasıyla işler hızlanmıştı. Baş direği yerine koydum ve baş tarafa bir kasara yapmaya karar verdim. Kasara üzerine ırgat baba vardevela gibi detaylarıda koyunca çok güzel oldu.
NİSAN 2011
MAYIS 2011
Oyuncak bir arabadan söktüğüm 4 lastik usturmaça olarak teknenin bordasında şık durdu.
Artık Hellenin suya girmesinin zamanı gelmişti. Ne kadar safraya ihtiyaç olduğuna bu ilk meyil tecrübesiyle karar verecektim.
HAZİRAN 2011
Gereken ağırlıkları krom barlar olarak teknenin içine yerleştirdim. Bu tekneyi daha stabil yapmıştı. Faça hattı suyun içinde kayboluyordu bir miktar yukarı çekmek için yeniden bir dış kaplama boyama işlemi daha gerçekleştirdim
Motorda çok fazla ısınma olmamakla birlikte yinede kapalı makine dairesinde zamanla ısı artıyordu. Tesadüfen farkettimki makinanın havalandırmasından yukarı doğru bir üfleme gerçekleşiyor ve bu tamda ambar kapağına doğru oluyordu. Bunu doğal bir fan olarak kullanmak üzere mezarnaya bir ızgara yaptım. Ve sistem çalıştı...
Ufak detaylarla yol almaya devam ettim. Balık ağlarını parampete bağlayarak topladım. İlaç kutusunu ağaç kaplayarak bir varil elde ettim. Kepçe, kanca gibi aletleri hazırlayıp baş direkte hazırladığım yerlerine yerleştirdim. Bu arada 10bin mili amperlik yeni bir pilim daha olmuştu. Çapayı varil içine koymayı planlıyordum. Sonra bundan vazgeçtim ve zinciri kasaraya açtığım delikten içeriye akıtmak suretiyle ırgat üzerinden gecen aktif bir çapa görünümü elde ettim.
